Nöbet Olmamalı... Ammaa...

Sağlık Bakanı her yerde söylüyor,”nöbetsiz hekimlik olmaz” diye.

Aile Hekimleri de “nöbetsiz aile hekimliği” diye diretiyor.

İşe nereden bakacağın çok önemli. Hangi işi ne amaçla ve hangi temel düsturlar içerisinde halledeceğin de önemli.Sağlık Bakanlığının önemli bir problemi var.Kızı gelin etti gönderdi ama evde yemek yapacak kimse kalmadı.Aile Hekimliği Uygulaması başlatılırken hekim sayısındaki azlığın herkes farkındaydı ve sayısal tamamlama için projeksiyonlar 2017 yi gösteriyordu.Buna rağmen 10 yıl önce başlamak herkese fayda sağlamıştır.Bunun aksini iddia etmek ne Sağlık Bakanlığı,ne Hükümet ve ne de Birinci Basamak Hekimleri için mümkündür.

“Erken kalkan yol alır”. Ama yolda şemsiyesini unuttuğunu, yanına azık almadığını vs fark edebilir.Amaç yol almaksa unutulanlar pratik çözümlerle yerine konabilir.Şemsiye yerine yapraklı bir ağaç dalı,azık niyetine doğanın nimetleri kullanılabilir.Yolcular bunun yerine geri dönmeyi tercih ederlerse, “amaçlanan “ ortadan kalkar.

Türkiye genelinde 5. Yılını dolduran yolculukta ise yolcuların tavrı çok şaşırtıcı.Sorunları aşabilecek pratik çözümler,herkesi tatmin edecek yol haritaları ,geleceği şekillendirecek güncellemeler yapılmadan ,-direterek,kanıtarak ve kanatarak – yola devam edilme çabası var.Ama kimsede geri dönme işareti görülmüyor.

Yola devam inancı güzel ama herkesin içselleştirebildiği çözümler üretemememiz önemli handikap. İkinci basamaktaki hekim açığını yasa ve mevzuat kurguları ile birinci basamak hekimlerinin üzerine yıkmaya çalışmak ne kadar kötü bir yaklaşımsa sırf adı nöbet oldu diye ASM  ‘ lerde hizmet sürelerini arttırma fırsatını geri tepmek de öyledir.

Aile Hekimliğine geçtiğimiz günden beri benzeri fırsatları bir geliştirme momenti haline çeviremedik.

Sevk zorunluluğu tüm dünyada  Aile Hekimliğinin temel düsturlarından.2010 yılında gündeme geldiğinde yine bugünlerdeki gibi ayaklanma olmuştu.Gerekçeler aynı veya farklı hiç önemli değil ama sonuç itibari ile o günlerde de “istemezük” cephesi iş başında idi. İkinci ve hatta üçüncü basamak sağlık kurumları da ( hasta sayıları hızla düşünce) şiddetle karşı çıktılar. Sayın Bakan eksikliği birinci basamak yapılanması ve uygulamacılarının üstüne atarak bilinmeyen bir tarihe erteledi.Halbuki sevk zorunluluğunun uygulanmaya başlanması demek tüm sistemin anahtarlarının birinci basamağa emaneti demekti.Çıkacak sorunlar ve zorluklara rağmen sahip çıkılmış olsaydı, hizmetlerini daha bilinçli olarak organize etme durumunda kalacak olan Aile Hekimliği bugün daha güçlü ve etkin yapı haline gelecekti.

Randevu sistemi bir başka kavşak noktasıdır.ASM lerden hizmet alanların disiplin altına alınmasının başlangıç noktasıdır. Randevu sistemi olmadan  iş akışını optimize etmek mümkün değildir.Ona rağmen çeşitli bahaneler ile uzak duruldu.

Evde Bakım Hizmetleri sahiplenmeyip boş bıraktığımız ve fakat bizim adımıza bir çok taahhüdün yapıldığı alandır.Gelişmeler kontrolümüz dışında ve emrivakilerle gelmeye devam edecektir.

SGK ile hizmet sözleşmesi yapılması Aile Hekiminin statüsünü doğrudan ilgilendiren girişim olacaktır.Ancak Aile Hekimliğini sahiplendiklerini söyleyenlerin bu konuda da “istemezük cephesi”nin esiri olacağı bellidir.Çünkü bu konuya da diğerlerinde olduğu gibi,hiç çıkarmadıkları “at gözlükleri”ile bakacaklardır.

Örnekler daha çoğaltılabilir ama işte tam da burada “biz ne yapıyoruz” sorusunu sormak elzemdir.Değişime ve gelişime kapalı, hasta bakmak ve reçete karalamaktan öte her şey kırmızı çizginin ötesi.

Nöbet olmasın amma… reformun ayaklarını kırmayalım.Sevk zorunluluğundan Evde Bakım Hizmetlerine,koruyucu sağlık hizmetlerinden sağıtıcı hizmetlere kadar birinci basamağın bütün argümanlarına sahip çıkalım.Hatta daha ileriye gidip o alanlarda kendi projelerimizi üretelim

.İşte o zaman kimse size “ne iş yapıyorsunuz “ diye soramaz.

29.01.2015 Eskişehir

Eskişehir Web Tasarım