YOK DEVE

YOK DEVE...

29.01.2015

Analiz..

 

Aile hekimliğine başlarken ciddi bir TTB ( Türk Tabipleri Birliği) ve yerel şubeleri olan Tabip Odaları direnciyle karşılaşmıştık. Dünya Bankası'nın Serbest Piyasa Ekonomisinin yerleştirilmesi amaçlı bir projesi olduğu iddiası vardı. Temelde TTB'nin analizindeki hata bunu biz -Aile hekimliğine geçen-lerin bilmediği ve bizim kandırıldığımızdı. O zamanlar gerek sohbetlerde, gerek kısa mail yazışmalarında gerekse yazdığım yazılarda detaylı şekilde anlatmış, bu değerlendirmenin neden yanlış olduğunu ifade etmiştim.

Aile hekimliği Projesi bir Serbest Piyasa Projesidir. Biz bunu en başta biliyorduk ve destekliyorduk. Bir çoğunun yanlış yorumladığı Sağlık Ocağı "projesi de" bir serbest piyasa projesidir. Türkiye 1950 lerden sonra serbest piyasa anlayışını benimsemiş, OECD kurucuları arasına girmiş, Marshall yardımına mazhar olmuştur. 1961 patentli Sağlık Ocakları da kapitalist ekonomi içinde Sosyal yapılanma ve Sosyal devlet anlayışı içinde "Sosyalize" olmuştur. Bu Sosyalizasyon  ve Sosyalizm arasındaki durum sadece isim benzerliğidir.

Bu kavram kargaşasını özellikle benimseyen ve destekleyen "Sol" anlayış, zamanla iktidar karşıtlığı zemininde "sağ" ile yaklaşmış;  birden herkes diğer kurumlar gibi Aile Hekimliği üzerinden de bir Anti-kapitalist tutum içine girmiştir. Neden karmaşa- yada - kargaşa;  Dünya Bankası ve sair diğer "kapitalist" kurumlar tüm dünyadaki Ülkeleri ve Piyasaları  kapitalist dünyaya katmak ister. Bu nedenle raporlar yayınlar krediler açar, buna itiraz eden kendi raporlarını hazırlar ve kredileri almaz. Mevcut Aile hekimliğinin bütçesi Halk Sağlığı Kurumu bütçesinden gelen resmi kamu bütçesidir. Aile Hekimliği Eğitimlerinde Dünya Bankası kredileri kullanılmıştır. Bu gün Uygulamaya atfen Aile Hekimliği Bütçesi Dünya Bankasından geliyor demek bilerek "karmaşa" yaratmaktır. Oysa Eskişehir bu konuda da eğitimleri gerek bütçelemesi gerekse raporlanması konusunda net tavır almış, Dünya Bankasından gelen eğitim kredileri yerine kendi döner sermayesinden bu eğitimleri yapmıştır. Görece bir çok ilden önce uygulama sürecine girdiği için, bu tavrı da bir öncü tavır olarak benimsemiştir. Burada mutlak karşıtlıkla akıllı ve ahlaki tavır almayı nasıl değerlendirmemiz gerektiğini görüyoruz.  

Serbest Piyasa Ekonomisinin anahtar kelimesi Rekabettir, bizler Aile hekimliğine geçerken rekabeti sistemi geliştirecek, halkın daha iyi sağlık hizmeti almasını sağlayacak, sağlıkta harcamaları etkin hale getirecek ,sağlık çalışanlarının mesleki doyumlarını artıracak bir "kavram" olarak gördük.Bizce zıttı olan ve sağlık ocağı sisteminin temel kavramı olan standartlaşmayı, bölge ve insan ihtiyaçlarını dikkate almayan, dayatmacı, meslekte bireysel çeşitlilik ve "tarz"ları yok sayan bir kavram olarak değerlendirdik. Zamanla geriye dönüş refleksleri hem uygulamayı getirenlerde hem sisteme katılanlarda ortaya çıktı. Aile hekimleri ücretlerin korunduğu bir sağlık ocağı özlerken, uygulamanın bürokrat ve teknokratları;  personeli, binaları, hizmetin çeşitliliğini tamamen "kahyanın keyfine" endekslenmiş bir yapıyı, mevzuatı delmek pahasına yeniden tesis ettiler.

Önce mesailerde ortaya çıkan tutum, en son standart ASM binalarını yapılması noktasına geldi. Sağlık Ocağı zamanını bilenler aynı "standart" bina ile 600 kişilik köye de 60'000 kişilik mahalleye de hizmet vermenin ne kadar sıkıntılı olduğunu çabucak unuttular.

Artık tüm derdimiz ayda 8 saat nöbet tutup tutmayacağımız. Ülkede kolonoskopi yapan hekim sayısı belli değilken, branşlar tamamen duygusal nedenlerle mahkemelerde kapışırken. HPV kitleri alınıp , smear okuyacak patolog bulunamazken, Acil poliklinikleri  ısrarla performansa dayalı döner sermaye çarkında tutularak, triaja bile yep yeni anlamlar yüklemişken, Ülkemin "En-tellektüeli" Hekim  bu tartışmaları değerlendirmekten acizdir.Mevcut iktidar karşıtlığının kalesi olan kurumlar Aile hekimleri görece daha iyi örgütlenmiş bir grubu nöbet huzursuzluğu üzerinden iktidar karşıtı koroya katmaya çalışmaktadır. Daha düne kadar Aile hekimliği kırmızı çizgisi olanlar, uzantıları vasıtasıyla nöbetleri kırmızı çizgi ilan etmişlerdir. Aile hekimleri de bu "karmaşada",  KESK'in eylem takvimi içinde "nöbetlere hayır" diyorum diye, "Bütçeye" itiraz etmiştir.

Bütün tartışmaları basitçe bu zıtlık üzerinde kurduğunuzda benden olmayan bana karşıdır paranoyası çıkar. Aslında Standartlaşmanın beslediği bu zihin Rekabeti mutlak kötü ilan etmektedir. O zaman Serbest piyasa kötüdür. ve bu silsile her şeyi ben ve öteki olarak ayırır. Ara versiyonlarını  tartışmıyorum bile, en basiti Rekabet ve Standartlaşma karşıtlığı , üstte işbirliğini aşağıda yozlaşmayı tartışmayı zorunlar. Sağlık Ocağı sistemi gibi Aile hekimliği sistemi de yozlaşmaya başlamıştır. Sistemi iyiye götürecek rekabet ortadan kalkınca geriye eski devlet kalıntısı anlayış kalacaktır.

Biz aile hekimi "kuş" olsun özgür olsun derken... yanıt net olmuştur.

Yok Deve..

Kazım TIRPAN

Eskişehir

Khan[C*] 2015. Yayın Hakları Yazarın Kendisine ait olup kaynak gösterilerek paylaşılabilir.
Eskişehir Web Tasarım