KONVÜLZYON

6 yıl önce yazmışım.. yeniden paylaşayım..

KONVÜLZYON

Eskişehir’de Aile hekimliğine başladıktan sonraki  2. Ramazan, ilk ramazanımız da böyle nöbet huzursuzluğu içinde geçmişti. Bayramlara aynı ruh haliyle girmiş ve sonunda “kavgacı olmamak adına”  enjeksiyon nöbetlerine bağlamıştık. Eskişehir Sağlık Müdürlüğü o dönemde 6 kez aynı şeyleri getirip geri götürmüştü, şimdi 7.kez aynı durumla karşı karşıyayız, yok Hastane acilleri, 112 acil hizmetlerinde tutulsun dendi, yok bu eğitim sizi eğiteceğiz dendi vs.. Hiçbir zaman hizmetin etkinleştirilmesi adına bir gerekçe ortaya konamadı, sadece geriye aile hekimine bir şekilde bir yerde nöbet tutturacağız inadı kaldı. Sağlık Müdürlüğüyle son görüşmemizde  (Bir müdür yardımcısı ve yanında -bilmem nedendir- bir TSM sorumlusu vardı) bize ilgililer; “nöbete bizde inanmıyoruz ancak Müdür beyin talimatı” şeklinde bir gerekçe getirdiler ve durum tamamen bir “koyun pazarlığı” çerçevesinde irdelendi. Kaç saat nerelerde nöbet tutulsun, ne kadar saate kadar olur diyoruz vs.. Gene ortada veri-bilgi yok, hizmet aksamasını gösteren bir durum veya şikayet yok. Yine kuru inat…

Durumu birkaç açıdan irdelemek istiyorum, Aile hekimliği geçiş döneminde bir idareci ve eğitimci olarak,

Aile hekimliğine neden geçildiğini neden Sağlık Ocağı sisteminde vazgeçildiğini hatırlayalım. Verimsizlik, verimsizlik nedeni, bürokratik tıkanma, personel  temininde güçlük, kaynak aktaramama veya kaynağın yanlış kullanımı. Bu sorunlara çözüm olarak aile hekimliğinden beklenen ne idi; verimlilik. Nasıl ? Yerel Sağlık Yönetiminin elinden bireyle ilgili sağlık yönetimini alarak (Yerel sağlık idaresi: Toplum sağlığına ve çevreye yönelik sağlık hizmetleri ve idari görevler ile eğitim, izleme, değerlendirme, denetim ve koordinasyon faaliyetlerini yürüten, illerde il sağlık müdürlüğünü ve ilçelerde ilçe sağlık grup başkanlığını, Aile Hekimliği Pilot Uygulaması  Hakkında Yönetmelik,Tanımlar madde 3) Personel hareketliliğinde Yerel Sağlık İdaresinin yetkilerini alarak (Aile hekimi veya aile sağlığı elemanın bu Yönetmelik’te düzenlenen sistem dışında özür durumu gibi farklı nedenlerle naklen ataması yapılamaz, Aile Hekimliği Pilot Uygulaması  Hakkında Yönetmelik,Çeşitli hükümler madde 4), yönetimle ilgili bütçeyi Aile hekimlerine devrederek( Aile sağlığı merkezi giderleri: Sözleşmeyle çalıştırılan aile hekimine hizmet verdiği merkezin kira, elektrik, su, yakıt, telefon, internet, bilgi-işlem, temizlik, büro malzemeleri, küçük onarım ve tıbbi sarf malzemeleri gibi giderleri için her ay tavan ücretin %100’ü ödenir,Aile Hekimliği Pilot Uygulaması Kapsamında Sağlık Bakanlığınca Çalıştırılan Personele Yapılacak Ödemeler ve Sözleşme Şartları Hakkında Yönetmelik, Madde 17-c). Sağlık Bakanlığı’nın bu kararları oldukça önemlidir, çünkü senelerdir kimsenin el atmaya cesaret edemediği bir soruna “neşter” vurmuştur.

Aile hekimliği sistemine geçerken Yerel sağlık idarelerinin mutlaka bu yetkilerine geri dönmek isteyecekleri tahmin etmiştim. Bu yüzden aile hekimlerinin rekabetinin desteklenmesi gerektiğini hep söyledim, Yerel Sağlık İdaresi sağlıklı bir rekabet ortamı sağlamak yerine rekabet etmeyi önleyici uygulamalar içine giriyor.

En son nöbet teklifi 5-6 ASM yada TSM’de (yerleri sır gibi saklıyorlar-niyeti anlayın artık)  gece 23:00’a kadar yada 24 saat nöbet tutulması. Böylece bu ASM ler cazibe merkezi haline getirilip diğer ASM çalışanları bu ASM’lere hizmet ettirilecek, bunu abarttığım düşünülebilir bu yüzden bu yargının dayandığı durumu da anlatayım; İlimizde bir ASM 1 yıldır koşulsuz personel (TSM personelleri kullanılarak) ve sarf malzemesi desteği alıyor, bir ara durum öyle abartıldı ki ASM, (diğer tüm ASM lerden farklı olarak) bir Müdür Yardımcısına bağlandı.

Aile Hekimliği Pilot yasası ve yönetmeliği ile beraber 1. basamak sağlık hizmetleri diğer hizmetlerden ayrıldı, nasıl ki Devlet hastanesi acilinde çalışan bir hekimi , sahadaki aşı oranı ilgilendirmezse, ilde farklı alanlarda oluşan hizmet eksikleri de Aile hekimini ilgilendirmez. Aile hekimi kendisine yönetmelikle ilgili yüklenmiş görevleri yapmak zorundadır ve sorumluluğu kendisine kaydolmuş hastalarla sınırlıdır. Farklı ASM lerde nöbet tutturma girişimi sadece bu sorumluluktan uzaklaştıran bir tutum olur. Bu durumda en nihayetinde Sağlık Ocağı modeline geri dönüştür. En tehlikeli sonuç aile hekimliğine geçişte “o zaman pratisyenlerin  maaşlarını artırın, sisteme dokunmayın” diyenlerin haklı çıkarılması olacaktır.

Bazılarınızın “ne olacak ayda 1-2 nöbet tutar, nöbet iznini de kullanırsın, bu yaygaraya ne hacet” dediğini duyar gibiyim, bir yıl önce dayatılmasına şiddetle karşı çıktığım (isteyen ASM , ihtiyacı ölçüsünde kendi nöbetlerini ayarlayabilir, yada nöbet tutmaz) enjeksiyon nöbetlerini, şimdi hafta içi 2, hafta sonu 4 saat uyguluyoruz ve bir aile hekimi bizim ASM de ayda ortalama 12 saat fazladan çalışıyor ve nöbet izni kullanmıyor. İlkesel olarak bu kabul farklı nöbet taleplerinin ucunu açıyor (7 kez), Aile hekimlerinin Yerel Sağlık idaresinin yönetemediği süreçler için bir hekim deposu olarak algılanmasına neden oluyor. Yani tamamen farklı bir gerekçeyle “Size de çıkabilir”.

Bu nöbet “hikayesinin” tarihçesi çok ilginç; mesela eğitim dendi, hatta aile hekimliği 2.basamak eğitimi hazırlığı gibi takdim edildi. Eğiticisi, eğitim programı ve öğrenim hedefleri yoktu ama. Acil nöbetlere destek adı altında hastane acillerinde tutulsun dendi. Aile hekimini başka bir kurumda görevlendiremeyecekleri ifade edilince (personel yönetimi konusunda geriye dönüş refleksi) vazgeçildi. 112 acil hizmetler zor durumda siz nasıl meslektaşsınız bile dendi. Ona da siz bir şey söyleyin. Son nöbet talebinde (7.) önce Acil nöbetleri tutulsun gündemdeydi, bu kez ASM lerde . Eskişehir’i kısaca tanıtayım 2 Devlet hastanesi (kentin batısında ve doğusunda), 2 üniversite hastanesi acili (kentin kuzeyinde, güneyinde), bir hava hastanesi acili (kentin taa göbeğinde), derli-toplu bir kent, 112 acil servisi 4 dakikada vakada, özel hastane ve özel poliklinik acilleri merkezde gayet güzel dağılmış durumda.

Birde Acil yükünü belirleyelim, devlet hastaneleri acilleri 300 hastanın altına düşmüyor, ancak üniversite acili 30 hasta bakıyor,(ben içimden soruyorum acil hasta olsam nereye giderim, hatta daha gerçeğini yapalım ben  acil hasta olunca nereye gittim-el cevap:üniversite aciline),

Fark nereden kaynaklanıyor, performans, acilde kontrole çağrılan vakalar olmuş. Yani Annesinin gastrik ülser ilacını yazdırmak isteyen hasta devlet hastanesi acilinden hizmet alabiliyor ancak üniversite acilinden hizmet alamıyor.

Biz bunları söyleyince son dedikodu, acil nöbeti değil de poliklinik nöbeti olsun. Neyse …

Farklı insanların durumları farklı algılamaları kadar doğal bir şey olamaz, Herkes (iyimser olmak adına da) Aile hekimliğinin sistem olarak oturmasına hizmet ettiğini düşünebilir, bu yüzden fikirlerin sınandığı uygulama sonuçlarından “iyi” dersler çıkarılmalıdır.

Bu vesileyle herkesin ramazanını kutluyor, yurduma hayırlar getirmesini diliyorum

Selamlarımla 

Eskişehir Web Tasarım