3-Diyabetli hasta takibi
Geçen yazımızda diyabet yolculuğunun uzun ve yorucu bir yol olduğundan bahsetmiştik.Peki bu uzun ve yorucu yol sırasında hekim yorgunluğu,bıkkınlığı,bezmişliği ne olacak?
Hekim nerde nasıl soluklanacak?Kimden nasıl destek alacak?Attan düşenin halini en iyi attan düşen anlamaz mı?Hekimin halinden de en iyi hekim anlar herhalde.Hele aynı koşullarda , aynı isim altında çalışıyorsa,aynı sorunlarla uğraşıyorsa…Bu yüzden biz aile hekimleri olarak sahada sıklıkla karşımıza çıkan özellikle diyabet ile ilgili sorunları konuşmak ,dertleşmek,çözüm yolları bulmak amacıyla bir araya geliyor niyet tazeliyoruz. İletişim halinde kalmanın ne kadar güzel ,keyifli ve buna ne kadar ihtiyacımız olduğunu fark ediyoruz.
Bu görüşmelerde neler oluyor?:Değişiyoruz.Hastalara karşı bakış açımızda değişiklikler oluyor. Kimimiz hastaya yaşam tarzı konusunda çok fazla serbestlik verme yerine biraz daha fazla karışan biraz daha tatlı sert olma yönüne kayıyor.Birimiz bizim moral durumumuzun hasta ile iletişimde ne kadar önemli olduğunu ,etkileşimi nasıl etkilediğini vurguluyor.Kimimiz hasta –hekim ilişkisinde hekimin kendini biraz daha açmasında bir problem olmadığını,o yüzden hasta hekim duvarını biraz daha alçaltabileceğini söylüyor.Kimimiz de diyabet takibinde eskisine kıyasla daha fazla sorumluluk alıyor,hasta kontrollerini aile sağlığı merkezinde daha fazla yapıyor.Kimimiz de yirmi yıldır diyabetli olmasına rağmen diyabet hakkında hemen hiçbir bilgisi olmayan hastanın HbA1C yi öğrenince yaşadığı aydınlanmayı görüyor.
Yöntemlerimiz neler mi?Bu da 4.yazımızın konusu olsun mu?